Bu Blogda Ara

12.4.25

ABİDE Araştırması ve Türkiye’de Eğitim Sisteminin Sorunları


"Okuduğunu anlamayan bir öğrenci, geleceğini inşa edemez."

Türkiye’de eğitim sistemi yıllardır çeşitli sorunlarla mücadele ediyor. Bu sorunlar arasında özellikle öğrenci başarılarının düşük seviyelerde seyretmesi, eğitimde fırsat eşitsizliği ve okullar arası başarı farkları öne çıkıyor. Türkiye'de uygulanan ABİDE (Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi) araştırması, bu sorunları somut verilerle gözler önüne serdi. Araştırmanın sonuçları, öğrencilerin okuduğunu anlama ve temel becerilerdeki yetersizliğini açıkça gösteriyor. Özellikle devlet okulları ile özel okullar arasındaki başarı farkı, eğitimdeki fırsat eşitsizliğini daha da derinleştiriyor.

ABİDE araştırmasının belki de en dikkat çekici bulgusu, öğrencilerin okuduğunu anlama becerisindeki ciddi eksiklik. Araştırmaya göre, öğrencilerin %66’sı okuduğunu anlamakta zorlanıyor. Türkçe testinde öğrencilerin %66,1’i orta ve alt seviyelerde performans sergilerken, yalnızca %33,9’u orta üstü seviyede cevaplar verebilmiş. Okuduğunu anlama becerisinin, diğer tüm derslerde başarılı olmanın temel koşulu olduğu düşünüldüğünde, bu sonuçlar Türkiye'deki eğitim sisteminin yapısal sorunlarını gözler önüne seriyor.

"Çocuklara bu beceriyi kazandıramazsak, ne teknoloji üretebilir ne de herhangi bir alanda başarılı olabiliriz,". Gerçekten de okuduğunu anlayamayan bir bireyin, ilerleyen yıllarda bilimsel ya da teknik alanlarda başarılı olması zor. Bu becerinin ilkokul seviyesinden itibaren geliştirilmemesi, öğrencilerin akademik hayatlarının ilerleyen aşamalarında da başarısızlıkla karşılaşmalarına yol açıyor.

ABİDE araştırması, devlet okulları ile özel okullar arasındaki başarı farkını da net bir şekilde ortaya koyuyor. Özel okullarda okuyan öğrenciler, devlet okullarında okuyanlara kıyasla daha yüksek başarı oranlarına sahip. Bu fark, sadece akademik becerilerde değil, Lise Giriş Sınavı (LGS) sonuçlarında da gözlemleniyor.

Milli Eğitim Bakanlığı okullar arasındaki başarı farkının Türkiye’de oldukça yüksek olduğunu vurguluyor. MEB, bu farkın %60 ila %70 oranında olduğunu belirtirken, Avrupa’daki okullar arasındaki farkın en fazla %10 civarında olduğuna dikkat çekiyor. Bu uçurum, Türkiye’deki eğitim sisteminin reforme edilmesi gerektiğinin en büyük göstergelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Eğitimde fırsat eşitliği, bir öğrencinin aldığı eğitimin anne ve babasının maddi durumu tarafından belirlenmemesi gerektiği ilkesine dayanır. Ancak Türkiye’de, özellikle özel okullara gitme imkânı olan öğrenciler daha iyi bir eğitim alırken, devlet okullarındaki öğrenciler geride kalıyor. "Bir öğrenci, anne ve babasının parası olduğu için daha iyi eğitim almamalı,"

Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanamaması, toplumsal sınıflar arasındaki uçurumun daha da derinleşmesine neden oluyor. Özellikle dezavantajlı bölgelerdeki devlet okulları ve pansiyonlu okullar, başarı sıralamasında en alt seviyelerde yer alıyor. Bu durum, Türkiye'de eğitimde fırsat eşitliği kavramının ne kadar zayıf kaldığını gözler önüne seriyor.

ABİDE araştırmasının bir diğer dikkat çekici bulgusu ise imam hatip liselerindeki başarısızlık. İmam hatip okulları, özellikle son yıllarda Türkiye’de eğitim politikalarının önemli bir parçası haline gelmiş olsa da, akademik başarı oranları diğer okullara kıyasla daha düşük.           

ABİDE araştırması, Türkiye’nin eğitim sistemindeki temel sorunları ve eşitsizlikleri net bir şekilde ortaya koyuyor. Öğrencilerin temel becerilerdeki yetersizliği, okullar arasındaki başarı farkları ve eğitimde fırsat eşitsizliği, Türkiye’de eğitim reformlarının ne kadar elzem olduğunu gösteriyor. Eğitim sisteminin, yalnızca belli bir kesimin değil, toplumun geneline hitap edebilecek bir yapıya dönüştürülmesi gerekiyor. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmadan, teknoloji ve bilim gibi alanlarda sürdürülebilir bir başarı elde etmek mümkün değil.

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder