"Göç, insanın hem kendini aradığı hem
de yeniden inşa ettiği bir yolculuktur; kimi zaman kaybolur, kimi zaman
bulunur."
Göç, bir
toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını derinden etkileyen dinamik
süreçlerden biridir. Türkiye, tarihsel olarak önemli iç göç hareketlerine sahne
olmuştur ve bu durum toplumsal yapıyı şekillendiren önemli bir unsur olarak
varlığını sürdürmektedir. 2023 yılı itibarıyla Türkiye’de 3 milyon 450 bin 953
kişi iller arasında göç etmiş olup, bu rakam bir önceki döneme göre %23,6
oranında bir artış göstermiştir.
2023 yılında
iller arasında gerçekleşen göç hareketlerinde Türkiye nüfusunun %4'ü bu harekete
dâhil olmuştur. Göç eden bireylerin 1 milyon 179 bin 171'ini kadınlar, 1 milyon
653 bin 782'sini ise erkekler oluşturmuştur. Türkiye’de iç göç hareketleri, iş
olanakları, eğitim fırsatları, sosyal güvenlik gibi unsurların yanı sıra doğal
afetler ve ekonomik krizlerin etkisiyle hız kazanmaktadır (Şahin, 2020).
Göç alan iller
arasında İstanbul 412 bin 707 kişi ile ilk sırada yer alırken, Ankara
(232.700), İzmir (147.765), Antalya (118.356) ve Bursa (95.935) diğer göç alan
iller arasında bulunmaktadır. Ancak İstanbul aynı zamanda 581 bin 330 kişi ile
en çok göç veren il olmuştur. Bu durum, İstanbul’un ekonomik cazibesi ve
metropoliten yapısının getirdiği fırsatlarla birlikte yoğun nüfus baskısı ve
yaşam maliyetlerinin yüksek olması gibi dezavantajları da ortaya koymaktadır.
Ankara ve Hatay da İstanbul’dan sonra en çok göç veren iller arasında yer
almıştır (TÜİK, 2023).
6 Şubat 2023
depremleri, Türkiye'nin göç dinamikleri üzerinde ciddi etkiler yaratmıştır.
Özellikle Hatay (-127,179) ve Malatya (-68,207) gibi şehirler büyük oranda göç
vermiştir. Bu iller, deprem sonrası yeniden yapılanma süreci ve ekonomik
zorluklar nedeniyle net göç kaybı yaşamıştır. Buna karşılık Antalya (29,598),
Ankara (23,960) ve Muğla (23,008) gibi iller deprem bölgesinden göç alarak net
göç kazancı elde etmiştir. Depremler gibi doğal afetlerin, toplumun
sosyo-ekonomik yapısı üzerindeki etkisi uzun vadede derinleşirken, bu göçler
ekonomik eşitsizliklerin daha da keskinleşmesine neden olabilmektedir (Yılmaz
ve Kaya, 2022).
Göç hareketlerinin
cinsiyet ve yaş gruplarına göre farklılaştığı görülmektedir. Kadınların en çok
aile fertlerine bağımlılık nedeniyle göç ettiği (%20,1) tespit edilmiştir. Bu
durum, Türkiye’de aile yapısının hala güçlü olduğu ve kadınların daha çok
ailevi nedenlerle hareket ettiği bir sosyal gerçeklik olarak karşımıza
çıkmaktadır. Erkeklerde ise daha iyi yaşam koşulları arayışı (%15,6) göç
nedenlerinin başında gelmektedir. Erkeklerin iş olanakları ve kariyer
fırsatlarını değerlendirmek amacıyla göç ettikleri, toplumsal cinsiyet
rollerinin bu konuda belirleyici olduğu söylenebilir (Kurtuluş, 2023).
15-34 yaş
grubunda ise göç nedenleri arasında eğitim olanakları (%17,0) ön plandadır.
Eğitim göçü, Türkiye’de özellikle büyük şehirler etrafında yoğunlaşmakta, bu
durum bölgesel eşitsizlikleri pekiştirmektedir. Eğitime dayalı göç, gençlerin
özellikle metropol şehirlerde toplumsal ağlarını genişletme ve kariyer
olanaklarını artırma hedefiyle ilişkilendirilmektedir (Acar ve Yıldırım, 2021).
İstanbul’un
son 10 yılda 9 milyondan fazla göç hareketliliğine sahne olduğu
gözlemlenmiştir. İstanbul’a en fazla göçün 2019 yılında (498.676 kişi)
gerçekleştiği, en fazla göçün ise 2018’de (595.803 kişi) verildiği
bilinmektedir. İstanbul, Türkiye’nin ekonomik merkezi olma özelliğini sürdürürken,
aynı zamanda yaşam maliyetlerinin artışı, yoğun trafik ve sosyal hizmetlerin
yetersizliği gibi dezavantajlar nedeniyle de göç vermektedir. Özellikle Kocaeli
ve Tekirdağ gibi çevre illere olan göç hareketliliği, İstanbul’un nüfus
baskısını hafifletmekte, fakat bölgedeki kentleşme sorunlarını da beraberinde
getirmektedir (Şahin ve Yılmaz, 2022).
2023
yılı Türkiye’de iç göç hareketlerinin yoğunlaştığı bir yıl olmuştur. Göç
dinamikleri, sosyo-ekonomik koşullar, cinsiyet ve yaş gibi faktörler göz önüne
alındığında, Türkiye'deki iç göçün toplumsal yapıyı dönüştürdüğü ve çeşitli
bölgesel eşitsizlikleri derinleştirdiği gözlemlenmektedir. Özellikle deprem
gibi doğal afetler, bu göç hareketlerini hızlandıran temel etkenlerden biri
olarak öne çıkmaktadır. Gelecek yıllarda göç dinamiklerinin Türkiye'de kentsel
planlama, iş gücü politikaları ve sosyal hizmetler gibi alanlarda önemli
etkiler yaratmaya devam edeceği öngörülmektedir.
Kaynakça
1-Şahin, A.
(2020). "Türkiye’de İç Göç ve Sosyo-Ekonomik Dinamikler." Göç Araştırmaları
Dergisi, 15(2), 65-87.
2-Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK). (2023). "İller Arası Göç İstatistikleri
2023."
3-Yılmaz, M.,
& Kaya, B. (2022). "Doğal Afetlerin Toplumsal Etkileri: Türkiye’de
Deprem Sonrası Göçler." Sosyolojik Araştırmalar Dergisi, 10(1), 122-136.
4-Kurtuluş, S.
(2023). "Cinsiyet ve Göç: Türkiye’de Kadınların Göç Etme Nedenleri Üzerine
Bir Analiz." Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Dergisi, 8(4), 245-258.
5-Acar, Y.,
& Yıldırım, E. (2021). "Eğitim Göçü ve Bölgesel Eşitsizlikler: Türkiye
Örneği." Eğitim Bilimleri Dergisi, 6(3), 55-72.
6-Şahin, A.,
& Yılmaz, Z. (2022). "İstanbul’un Göç Hareketliliği: Ekonomik ve
Sosyal Analiz." Kent ve Toplum Dergisi, 9(2), 88-104.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder