Türkiye’de Eğitim Sorunlarına Sosyolojik Bakış(Yönetim Ve Eğitim Planlamasından Kaynaklanan Sorunlar)
Eğitim yönetimi; bir grubun, bir eğitim sistemini yürütmek için yapıları
denetlemek, planlamak, strateji oluşturmak ve uygulamak için, insan ve malzeme
kaynaklarını birleştirdiği eğitim sisteminin yönetimini ifade etmektedir.
Eğitim planlaması, geleceği ya da geleceğin sağlayabileceği birçok
seçenekleri araştırmak, hedefleri ve değişen sorumlulukları belirlemek, bazı
sorunlar ya da dengesizlikler gösterecek alanlara dikkati çekmek ve ortaya
çıkabilecek sorunlar için çözümler öngörmektedir.
Eğitim planlaması en geniş anlamda açıkça tanımlanmış amaçlara uygun olarak
bireyin var olan yeteneklerini geliştirmek ve ülkenin toplumsal, kültürel ve
ekonomik kalkınmasına yardım edecek eğitim olanağını tüm nüfusa sağlamak için
kamuoyunun katılması ve desteği ile kamu kesimi için olduğu kadar özel eğitim
kesimi için de geçerli toplumsal araştırma yöntem ve ilkelerinin, Pedagojik
tekniklerin eş güdümlü uygulanmasını içeren sürekli, yönetsel, ekonomik ve
parasal bir süreçtir.
Yönetim Ve Eğitim Planlamasından Kaynaklanan Sorunları; Okul
yöneticilerinin yetersizliği ve bu alanda yaşanan atamalardaki boşluklar ve
tutarsızlıklar okul yönetiminde ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Yönetici
atamalarının torpille yapılması, liyakat esaslı değil itaat esaslı olması,
özellikle öğretmenlerin motivasyonunu olumsuz etkilemektedir.
Okullarda sosyal donatı alanının yetersizliği, sosyal, kültürel ve sportif
faaliyetlerin yetersizliğine neden olmaktadır. Bu sorun özellikle öğrencinin
sosyal başarısını olumsuz etkilemektedir.
Pek çok eğitimcinin çalıştığı merkezde ikamet etmemesi, çevreyi yeterince
tanımaması, öğrenci-öğretmen-veli iletişimini oluşuz etkilemektedir.
Okullaşmada yapılan yatırımların düzensizliği, günübirlik çözümler, bazı
bölgelerde okullarda öğrencilerin kalabalık sınıflarda eğitim almasına, bazı
bölgelerde az sayıda öğrencinin olduğu sınıflarda eğitim almasına neden
olmaktadır.
Son dönemlerde öğretmenin öğrenci üzerinde yeteri kadar söz hakkına sahip
olmaması okul disiplinini olumsuz etkilemektedir. En küçük olumsuzlukta
öğretmen CİMER’e şikâyet edilmekte, öğretmenin bu anlamdaki etkisi
azaltılmaktadır.
Okullarda memur ve hizmetli personelinin ya hiç bulunmayışı, ya da
yetersizliği okul işlerinin görülmesinde eksiklikler oluşturmaktadır.
Taşımalı eğitim, özellikle İlköğretim çağındaki çocuklarda bıkkınlık oluşturmuştur. Bu bıkkınlık sonraki süreçleri(ortaokul, lise) olumsuz etkilemektedir.
Eğitim- Öğretim konulu toplantılarına hem eğitimciler hem veliler
tarafından gereken önemin verilmemesi, toplantıların ciddiyetten uzak olması
özelikle planlamayı olumsuz yönde etkilemektedir.
Planlamadan kaynaklı ücretli öğretmen uygulaması eğitimin kalitesini
düşüren en önemli etkenlerden bir tanesidir. Öğretmen olmadığı halde torpille
ücretli öğretmenlik yapanlar eğitim-öğretimi katletmektedir. Yâda mesleği
öğretmenlik olduğu halde düşük ücretlerle çalıştırılan ücretli öğretmenler
motivasyonsuz çalıştıkları için yeterince verimli olamamaktadırlar.
Öğretmene asli görevlerinin dışında gereğinden fazla ya da ilgisiz görevler
verilmesi öğretmende bıkkınlık yaratmaktadır. Böylece öğretmenin çalışma
performansı düşmektedir.
Okulun, Bakanlığın ve ailenin eğitimden beklentilerinin farklı olması
öğrencinin başarısızlığına neden olmaktadır. Öğrenci beklentiler arası çatışma
yaşamaktadır.
Öğretmen üzerinde bulunan idare- müfettiş baskısı öğretmenin stresli
çalışmasına neden olmaktadır. Öğretmene rehberlik yapılmaması, teftişlerin
dokümana dayalı yapılması olması öğretmenin belli kalıplar içerisinde
çalışmasına neden olmaktadır. Bu durum öğretmenin kendini geliştirmesine
engeldir.

Yorumlar
Yorum Gönder