Eğitim yönetimi; bir grubun, bir eğitim sistemini yürütmek
için yapıları denetlemek, planlamak, strateji oluşturmak ve uygulamak için,
insan ve malzeme kaynaklarını birleştirdiği eğitim sisteminin yönetimini ifade
etmektedir.
Eğitim planlaması, geleceği ya da geleceğin sağlayabileceği
birçok seçenekleri araştırmak, hedefleri ve değişen sorumlulukları belirlemek,
bazı sorunlar ya da dengesizlikler gösterecek alanlara dikkati çekmek ve ortaya
çıkabilecek sorunlar için çözümler öngörmektedir.
Eğitim planlaması en geniş anlamda açıkça tanımlanmış
amaçlara uygun olarak bireyin var olan yeteneklerini geliştirmek ve ülkenin
toplumsal, kültürel ve ekonomik kalkınmasına yardım edecek eğitim olanağını tüm
nüfusa sağlamak için kamuoyunun katılması ve desteği ile kamu kesimi için
olduğu kadar özel eğitim kesimi için de geçerli toplumsal araştırma yöntem ve
ilkelerinin, Pedagojik tekniklerin eş güdümlü uygulanmasını içeren sürekli,
yönetsel, ekonomik ve parasal bir süreçtir.
Yönetim Ve
Eğitim Planlamasından Kaynaklanan Sorunları;
Okul
yöneticilerinin yetersizliği ve bu alanda yaşanan atamalardaki boşluklar ve
tutarsızlıklar okul yönetiminde ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Yönetici atamalarının
torpille yapılması, liyakat esaslı değil itaat esaslı olması, özellikle
öğretmenlerin motivasyonunu olumsuz etkilemektedir.
Okullarda
sosyal donatı alanının yetersizliği, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerin
yetersizliğine neden olmaktadır. Bu sorun özellikle öğrencinin sosyal
başarısını olumsuz etkilemektedir.
Pek çok
eğitimcinin çalıştığı merkezde ikamet etmemesi, çevreyi yeterince tanımaması,
öğrenci-öğretmen-veli iletişimini oluşuz etkilemektedir.
Okullaşmada
yapılan yatırımların düzensizliği, günübirlik çözümler, bazı bölgelerde
okullarda öğrencilerin kalabalık sınıflarda eğitim almasına, bazı bölgelerde az
sayıda öğrencinin olduğu sınıflarda eğitim almasına neden olmaktadır.
Son
dönemlerde öğretmenin öğrenci üzerinde yeteri kadar söz hakkına sahip olmaması
okul disiplinini olumsuz etkilemektedir. En küçük olumsuzlukta öğretmen CİMER’e
şikâyet edilmekte, öğretmenin bu anlamdaki etkisi azaltılmaktadır.
Okullarda
memur ve hizmetli personelinin ya hiç bulunmayışı, ya da yetersizliği okul
işlerinin görülmesinde eksiklikler oluşturmaktadır.
Taşımalı
eğitim, özellikle İlköğretim çağındaki çocuklarda bıkkınlık oluşturmuştur. Bu
bıkkınlık sonraki süreçleri(ortaokul, lise) olumsuz etkilemektedir.
Eğitim- Öğretim
konulu toplantılarına hem eğitimciler hem veliler tarafından gereken önemin verilmemesi,
toplantıların ciddiyetten uzak olması özelikle planlamayı olumsuz yönde
etkilemektedir.
Planlamadan
kaynaklı ücretli öğretmen uygulaması eğitimin kalitesini düşüren en önemli
etkenlerden bir tanesidir. Öğretmen olmadığı halde torpille ücretli öğretmenlik
yapanlar eğitim-öğretimi katletmektedir. Yâda mesleği öğretmenlik olduğu halde
düşük ücretlerle çalıştırılan ücretli öğretmenler motivasyonsuz çalıştıkları
için yeterince verimli olamamaktadırlar.
Öğretmene
asli görevlerinin dışında gereğinden fazla ya da ilgisiz görevler
verilmesi öğretmende bıkkınlık yaratmaktadır. Böylece öğretmenin çalışma
performansı düşmektedir.
Okulun,
Bakanlığın ve ailenin eğitimden beklentilerinin farklı olması öğrencinin
başarısızlığına neden olmaktadır. Öğrenci beklentiler arası çatışma
yaşamaktadır.
Öğretmen
üzerinde bulunan idare- müfettiş baskısı öğretmenin stresli çalışmasına neden
olmaktadır. Öğretmene rehberlik yapılmaması, teftişlerin dokümana dayalı
yapılması olması öğretmenin belli kalıplar içerisinde çalışmasına neden
olmaktadır. Bu durum öğretmenin kendini geliştirmesine engeldir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder