"Hukuksuzluk, bir toplumun çürümesine yol açan en büyük
hastalıktır."
Son yıllarda
Türkiye'de hukuksuzluk tartışmaları sıkça gündeme gelmektedir. Hukukun
üstünlüğü ilkesinin zayıflaması, yargı bağımsızlığına dair endişeler ve adil
yargılanma hakkının ihlalleri gibi konular, toplumsal yapının derinlemesine
etkilenmesine yol açmaktadır.
Hukuksuzluğun
Tanımı ve Kapsamı
Hukuksuzluk,
hukuk kurallarının çiğnenmesi, hukukun üstünlüğünün zayıflaması veya yok
sayılması anlamına gelir. Bu durum, bireylerin hak ve özgürlüklerinin
korunamaması, yargı süreçlerinin adil olmaması ve devletin keyfi uygulamalarda
bulunması gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkmaktadır.
Sosyolojik
Boyutları
Toplumsal
Güven Erozyonu: Hukuksuzluk, toplumda hukuka ve adalete duyulan güvenin
azalmasına neden olur. Hukukun üstünlüğüne olan inanç zayıfladığında, bireyler
arasında sosyal bağlar da zayıflar. İnsanlar, haklarının korunmadığını
düşündüklerinde, devlete ve toplumun diğer üyelerine olan güvenleri sarsılır.
Bu durum, sosyal uyumun bozulmasına ve toplumsal çatışmaların artmasına yol
açabilir.
Sosyal
Adalet ve Eşitlik Algısı: Hukuksuzluk, sosyal adalet ve eşitlik algısını da
derinden etkiler. Hukukun adil bir şekilde uygulanmadığı toplumlarda, bireyler
arasında fırsat eşitsizlikleri derinleşir. Özellikle dezavantajlı gruplar,
hukuksuzluk nedeniyle daha fazla mağduriyet yaşar. Bu durum, sosyal
tabakalaşmayı ve sınıf farklarını daha belirgin hale getirir.
Siyasal
Katılım ve Demokrasi: Hukukun üstünlüğünün zayıfladığı toplumlarda, siyasal
katılım da olumsuz yönde etkilenir. Bireyler, hukuksuzluk nedeniyle siyasal süreçlere
olan inançlarını kaybederler ve demokratik katılım azalır. Bu durum, otoriter
eğilimlerin güçlenmesine ve demokratik kurumların işlevselliğinin zayıflamasına
neden olabilir.
Sosyal
Hareketler ve Direniş: Hukuksuzluk, sosyal hareketlerin ve direnişin de
tetikleyicisi olabilir. Bireyler, adaletsizliklere karşı seslerini yükseltmek
ve haklarını savunmak için örgütlenirler. Bu tür sosyal hareketler, toplumsal
değişim taleplerini ve reform isteklerini dile getirir. Ancak, bu süreçler
genellikle devletin baskıcı önlemleriyle karşılaşabilir ve bu da toplumsal
gerilimleri artırabilir.
Türkiye'de Hukuksuzluğun Örnekleri
Türkiye'de son
yıllarda yaşanan hukuksuzluk örnekleri, hukukun üstünlüğünün zayıflamasının
somut göstergeleridir. Basın özgürlüğünün kısıtlanması, yargı bağımsızlığına
müdahaleler, ifade özgürlüğünün ihlalleri ve keyfi tutuklamalar gibi olaylar,
hukuksuzluğun toplumsal etkilerini gözler önüne sermektedir. Bu durum,
toplumsal adalet duygusunu zedelemekte ve bireylerin devlete olan güvenlerini sarsmaktadır.
Türkiye'de
hukuksuzlukla ilgili çeşitli somut örnekler bulunmaktadır. İşte bazıları:
HDP'li
Milletvekillerinin ve Belediye Başkanlarının Tutuklanması: Halkların
Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri ve belediye başkanları, “terör” örgütü
ile bağlantılı oldukları iddiasıyla tutuklandı ve görevden alındı. Bu durum,
demokratik temsilin engellendiği ve siyasi gerekçelerle hukukun ihlal edildiği
eleştirilerine yol açtı.
Kayyum
politikası:2016 yılından itibaren Türkiye'de artan bir şekilde kullanılan
bir yönetim aracıdır. Bu politika kapsamında, çeşitli kurumlar ve sivil toplum
kuruluşları, terörle mücadele gerekçesiyle devlet tarafından geçici olarak
yönetime alınıyor. Kayyum olarak atanan kişiler, bu kurumların ve sivil toplum
kuruluşlarının yönetim kurullarını ve üyelerini görevden uzaklaştırıyor ve
yerine kendi atamalarını yapıyor.
Gezi Parkı
Davası: 2013 yılında İstanbul'daki Gezi Parkı'nda başlayan protestolara
katılan ve destek veren birçok kişi tutuklandı ve yargılandı. 2022 yılında
Osman Kavala, bu davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Basın
Özgürlüğü İhlalleri: Türkiye, basın özgürlüğü konusunda uluslararası
sıralamalarda oldukça düşük yerlerde bulunmakta. Gazeteciler, yazdıkları
haberler veya sosyal medya paylaşımları nedeniyle sık sık tutuklanmakta ve
yargılanmakta. Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ): 1 Aralık 2022 tarihi
itibariyle 363 gazeteci Türkiye'de özgürlüklerinden mahrum bırakılmıştır.
Seçimlerdeki
Hileli Durumlar: Türkiye’de seçimler, demokrasinin işleyişi için hayati
önem taşımaktadır. Ancak, bazı seçimler kanun dışı uygulamalarla
gölgelenmiştir. Bu uygulamalar arasında oy kullanma özgürlüğünün kısıtlanması,
oy sahtekarlığı, baskı ve yıldırma gibi unsurlar yer almaktadır.
Akademisyenlere
Yönelik Baskılar: "Barış İçin Akademisyenler" bildirisine imza
atan akademisyenler, “terör” propagandası yapmakla suçlandı ve işlerinden
atıldı. Bu olay, akademik özgürlüğün ihlali olarak değerlendirildi. Türkiye’de
hala Akademi özgür değil, özgür akademisyenler Akademinin dışına atılmakta,
ihraç edilmektedir.
Türkiye Cezaevlerindeki
Hak İhlalleri: Türkiye'deki cezaevlerinde, insan hakları ihlalleri maalesef
yaygın bir sorundur. Bu ihlaller arasında kötü muamele, işkence, tıbbi yardıma
erişim eksikliği, yetersiz yaşam koşulları, izolasyon ve aile ve avukat
görüşlerinin kısıtlanması yer almaktadır.
Hukuksuzluk,
toplumun çeşitli katmanlarını derinden etkileyen ve toplumsal yapının
bütünlüğünü tehdit eden bir olgudur. Türkiye'de hukuksuzluğun sosyolojik
boyutları incelendiğinde, toplumsal güvenin zayıflaması, sosyal adaletin zarar
görmesi, siyasal katılımın azalması ve sosyal hareketlerin artması gibi
sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Hukukun üstünlüğünün sağlanması, adaletin tesis
edilmesi ve toplumsal güvenin yeniden inşa edilmesi, sağlıklı bir toplumun
temel taşlarıdır. Bu nedenle, hukuksuzlukla mücadele edilmesi ve hukukun
üstünlüğünün güçlendirilmesi büyük bir önem arz etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder