Bu Blogda Ara

12.4.25

Türkiye'de Yasal Güvencesi Olan Eğitimde Eşitlik Bir Türlü Hayata Geçirilemedi

"Gerçek eşitlik, her çocuğun hayallerine ulaşması için aynı fırsatlara sahip olduğu bir eğitimle başlar."

Eğitim, toplumsal eşitliği sağlama ve bireylerin fırsatlara erişimini güvence altına alma noktasında kritik bir öneme sahiptir. 1739 Milli Eğitim Temel Kanunu I – Genellik ve eşitlik: Madde 4 – Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet, engellilik ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz demektedir. Ancak günümüzde eğitim politikaları ve uygulamaları incelendiğinde, bu ilkenin tam anlamıyla hayata geçirilemediği görülmektedir. Sosyoekonomik durum, bölgesel farklılıklar, dil ve inanç temelli ayrımcılıklar gibi etkenler, eğitimde fırsat eşitliğini zedelemekte ve belirli grupların dezavantajlı konuma itilmesine yol açmaktadır. Bu durum, kanunun öngördüğü genel ilke ile mevcut uygulamalar arasındaki çelişkiyi açıkça ortaya koymaktadır.

Türkiye'de Eğitimde Eşitlik Sorunları

Türkiye'nin farklı bölgeleri arasındaki sosyoekonomik gelişmişlik farkı, eğitimin kalitesine doğrudan yansımaktadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde okulların fiziksel altyapısı, öğretmen sayısı ve teknolojiye erişim, Batı bölgelerine göre ciddi anlamda geridedir.  Örnek: Birçok köy okulunda öğretmen açığı sürerken, büyük şehirlerde öğretmen fazlalığı yaşanmaktadır. Ayrıca, taşımalı eğitim sistemi, öğrencilerin okula ulaşımında sıkıntılara neden olmaktadır. 

Dar gelirli ailelerin çocukları, eğitim materyallerine erişimde, özel ders alma ya da kaliteli bir eğitim kurumuna devam etmede dezavantajlıdır. Özellikle Pandemi döneminde uzaktan eğitim sırasında, bilgisayar ve internet erişimi olmayan öğrenciler ciddi anlamda geri kalmıştır.  TÜİK’e göre, Türkiye’de hanelerin %20’sinin internet erişimi yoktur. Bu durum, çevrimiçi eğitimde eşitsizliklerin derinleşmesine neden olmuştur. 

Anadili Türkçe olmayan öğrenciler, eğitim sürecine adaptasyonda güçlük çekmektedir. Anadilde eğitimin sağlanmaması, bu öğrencilerin akademik başarılarını ve eğitimde sürekliliğini olumsuz etkilemektedir.  Bu durum, öğrencilerin eğitim sistemine yabancılaşmasına ve okul terk oranlarının artmasına neden olmaktadır. 

Türkiye'de kız çocuklarının eğitimine yönelik toplumsal baskılar ve erken yaşta evlilik gibi sorunlar, eğitimde cinsiyet eşitliğini tehdit etmektedir. Özellikle kırsal bölgelerde kız çocuklarının okula gitme oranları, erkek çocuklara kıyasla daha düşüktür. 

Eğitimde Eşitlik İçin Atılması Gereken Adımlar

Eğitimde eşitlik, her bireyin sosyoekonomik durumuna, cinsiyetine, yaşadığı bölgeye veya anadil farklılığına bakılmaksızın kaliteli eğitime erişimini sağlamakla mümkündür. Ancak Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliği konusunda önemli yapısal sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunların başında, eğitime ayrılan bütçenin yetersizliği gelmektedir. Türkiye’de eğitime ayrılan bütçe, OECD ülkeleri ortalamasının altında olup, bu durum özellikle dezavantajlı bölgelerdeki altyapı eksikliklerini, öğretmen açığını ve eğitim materyallerine erişimde yaşanan sıkıntıları artırmaktadır. Bu nedenle eğitime ayrılan bütçenin artırılması, nitelikli eğitim hizmetlerinin ülkenin her köşesinde eşit bir şekilde sunulabilmesi için kritik bir adımdır. 

Özellikle kırsal bölgelerde öğretmen eksikliği önemli bir sorundur. Bu bölgelerde eğitim kalitesinin artırılabilmesi için öğretmenlere yönelik teşvik programları oluşturulmalıdır. Öğretmenlerin kırsal alanlarda uzun süre görev yapmasını sağlamak adına maaş teşvikleri, lojman desteği, ek sosyal haklar gibi uygulamalar hayata geçirilmelidir. Bunun yanı sıra, dezavantajlı bölgelerde eğitim veren okulların altyapısı güçlendirilmeli, kütüphane, laboratuvar ve teknolojik imkânlar gibi eğitim araçlarına erişim artırılmalıdır. 

Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için anadili Türkçe olmayan öğrencilerin eğitim sürecinde desteklenmesi büyük bir önem taşımaktadır. Bu öğrencilerin kendi ana dillerinde eğitim alabilmeleri, hem akademik başarılarını artıracak hem de kültürel çeşitliliğin korunmasına katkı sağlayacaktır. Anadili farklı olan çocuklar, eğitim hayatlarına kendi dillerinde sağlam bir temel oluşturarak başladıklarında, Türkçeyi de daha iyi öğrenme ve akademik başarılarını artırma şansına sahip olacaklardır. Bu doğrultuda, çok dilli eğitim modelleri geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. 

Teknolojiye erişim de eğitimde fırsat eşitliğini doğrudan etkileyen faktörlerden biridir. Günümüzde dijital okuryazarlık ve çevrimiçi eğitim materyalleri giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Ancak ekonomik durumu yetersiz olan ailelerin çocukları, bilgisayar, tablet ve internet erişimi gibi temel teknolojik imkânlardan mahrum kalmaktadır. Devlet, bu eşitsizliği gidermek adına ihtiyaç sahibi öğrencilere ücretsiz tablet, bilgisayar ve internet desteği sağlamalıdır. Bu sayede tüm öğrenciler, dijital eğitim kaynaklarına eşit bir şekilde erişebilir ve akademik gelişimlerini sürdürebilirler. 

Kız çocuklarının eğitime katılımı, toplumsal kalkınmanın en önemli unsurlarından biridir. Türkiye’de özellikle bazı bölgelerde, kız çocuklarının eğitimi konusunda toplumsal önyargılar ve ekonomik yetersizlikler nedeniyle ciddi engeller bulunmaktadır. Bu engellerin aşılabilmesi için farkındalık kampanyaları düzenlenmeli ve aileler kız çocuklarının eğitimine teşvik edilmelidir. Ayrıca, kız öğrenciler için özel burs ve destek programları oluşturularak, eğitim hayatlarına devam etmeleri sağlanmalıdır. Bununla birlikte, kız çocuklarının güvenli bir şekilde okula gidip gelebilmesi için toplu taşıma desteği, barınma olanakları ve güvenli yurt seçenekleri gibi uygulamalar hayata geçirilmelidir. 

Ekonomik zorluklar nedeniyle okula devam edemeyen çocuklar için ücretsiz yemek ve ulaşım imkânları sunulmalıdır. Maddi sıkıntılar, özellikle düşük gelirli ailelerin çocuklarının eğitim hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Bu sorunun önüne geçmek için devlet, ihtiyacı olan öğrencilere her gün ücretsiz besleyici öğünler sağlayarak hem fiziksel hem de zihinsel gelişimlerini desteklemelidir. Ayrıca, ulaşım konusunda dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklara ücretsiz servis desteği sunularak eğitime erişimleri kolaylaştırılmalıdır. 

Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, sadece bireylerin geleceğini değil, aynı zamanda toplumsal kalkınmayı da doğrudan etkilemektedir. Türkiye’nin her bölgesinde eğitimin kalitesinin artırılması, öğretmenlerin desteklenmesi, anadilinde eğitimin mümkün kılınması, teknolojik imkânların genişletilmesi, kız çocuklarının eğitime katılımının teşvik edilmesi ve maddi yetersizlikler nedeniyle eğitim hakkından mahrum kalan çocuklara destek olunması, eğitimde eşitliği sağlamak için atılması gereken en önemli adımlardır.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder