Günümüzde yabancı dil öğrenimi en az anadil öğrenimi
kadar önemlidir. Aileler başta İngilizce olmak üzere çocuklarının çok dilli
olmasını önemsemektedirler.
Tıpkı ana dil gibi yabancı dile yönelik aşinalığın
kazanımı da anne karnından itibaren başlamaktadır. Hamilelik sürecinde annenin
çevresinde aktif olarak yabancı bir dil konuşuluyorsa ve özellikle anne de
konuşuyorsa bebekte dile aşinalık başlıyor. Bu aşinalığın öğrenmeye
dönüşebilmesi içinse doğumdan sonra da çocuğun yabancı dile maruz kalması
gerekiyor.
Yabancı
dili öğrenmenin en uygun yaş dönemi 2-7 yaş aralığıdır. Aslında çocuklar 6-7
yaş döneminden önce öğrenme değil, edinme evresinden geçiyor. 2 yaş aynı
zamanda çocuğun kendi anadilini de konuşmaya başladığı zamana denk geliyor.
Ancak çocuğun bir dili konuşabilmesi için öncelikle o dile maruz kalması
gerekiyor.
2
yaşındaki bir çocuk anadilini konuşmaya başlamadan önce en az iki yıl bu dile
maruz kalmış oluyor. Bu nedenle tıpkı anadil gibi çocuklarda yabancı dil öğreniminin de 0-3 yaş aralığında
başlatılabileceği söyleniyor. Çocuk öğrendiklerini 2 yaş dolaylarında ifade
etmeye başlasa da 0-3 yaş aralığında öğrendikleri belleğe yerleşiyor.
Ebeveynler
sıklıkla aynı anda iki dil öğreniminin kafa karışıklığı yaratabileceğinden
endişe ediyorlar. Oysa yapılan araştırmalar çocukluk döneminde birden fazla
dile maruz kalmanın karışıklık yaratmadığını gösteriyor. Aksine aynı anda
birden çok dil öğrenen çocukların öğrenme süreleri kısalırken, öğrenme
verimlilikleri de artıyor. 6-7 yaş itibariyle dil edinimi yerini bilinçli
öğrenme stratejilerinin kullanımına bırakıyor. Bu dönemde soyut düşünme, fikir
üretme, çıkarımda bulunma gibi beceriler de gelişiyor.
Çocukluk
döneminde Yabancı dil öğrenmenin önemli nedenlerinden ilki çocukluk çağında
yabancı dil öğreniminin daha kolay, hızlı ve kalıcı olmasıdır. Ayrıca erken
dönemde öğrenilen yabancı dil en az anadil kadar doğru ve akıcı
konuşulabiliyor. İkinci önemli nedeni ise farklı dil öğreniminin bilişsel
gelişimi desteklemesidir. Yeni bir dil öğrenmek bilişsel becerileri ve hafızayı
güçlendirdiği gibi yaratıcılığı da artırıyor olmasıdır.
Yabancı dil öğrenimi kültürel açıdan da çocuğa zenginlik
kazandırıyor. Çocuk erken yaşlardan itibaren farklı kültürleri tanıma ve kendi
kültürüyle kıyaslama fırsatı buluyor. Bu da çocuğa farklı kültürlere saygı
duyma ve kültürün insan üzerindeki etkilerini irdeleyebilme yeteneğini
kazandırıyor. Böylece çocuğun sabit fikirli olmaktansa daha açık görüşlü
olabilmesi ve objektif değerlendirme yapabilmesi kolaylaşıyor.
Çocuklarda yabancı dil öğrenimine yeterli önem
verildiğinde akademik yaşamda da pek çok avantaj yakalanabiliyor. Yurtdışı
eğitim fırsatlarının dışında uluslararası yayınlara erişebilmek, daha zengin ve
güncel bilgiye ulaşmak mümkün oluyor. Kariyer noktasında da yurt içi ve yurt
dışı istihdam fırsatları artıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder