"Eğitimde adaleti sağlamak için devlet
üniversitelerinin kontenjanlarını azaltmak yetmez; özel üniversitelerin
kontenjanlarını denetlemek ve YKS'de baraj sistemini geri getirmek
şarttır."
Yükseköğretim
Kurulu (YÖK), son dönemde devlet üniversitelerinin ikinci öğretim programlarını
kapatma ve bazı bölümlerin kontenjanlarını düşürme kararı aldı. Kontenjanların
azaltılması, öğrenci yoğunluğunu dengeleyerek eğitim kalitesini artırmayı
hedeflese de, yükseköğretimdeki temel sorunları çözmek için yeterli değildir.
Asıl yapılması gereken, özel üniversitelerin kontenjanlarının sıkı denetim
altına alınması ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda (YKS) baraj sisteminin
yeniden getirilmesidir.
Kontenjan Azaltma Çözüm mü?
Devlet
üniversitelerindeki kontenjanların azaltılması, bazı açılardan olumlu bir
adımdır. Öğrenci sayısının azaltılması, dersliklerdeki öğrenci yoğunluğunu
düşürerek öğretim elemanlarının öğrencilere daha fazla zaman ayırabilmesini
sağlar. Bu durum, eğitim kalitesini artırabilir. Azalan öğrenci sayısı,
derslerin daha interaktif ve verimli geçmesine olanak tanır, çünkü öğretim
elemanları sınıf içindeki bireysel farklılıklarla daha etkili bir şekilde
ilgilenebilir. Ayrıca, laboratuvar, kütüphane ve diğer eğitim kaynaklarına olan
talep azalır, bu da mevcut kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar.
Ancak, bu
yaklaşım, yükseköğretim sisteminin genel yapısını iyileştirmek için yeterli
değildir. Öncelikle, kontenjan azaltılması sadece bir semptomu tedavi etmeye
yöneliktir; eğitimin kalitesini artıracak köklü yapısal reformlar yapılmadığı
sürece, bu adım geçici bir çözüm olmaktan öteye geçemez. Eğitimde kaliteyi
artırmak için, öğretim elemanlarının niteliklerinin ve eğitim materyallerinin
güncellenmesi, müfredatın çağdaş gereksinimlere uygun hale getirilmesi
gerekmektedir. Ayrıca, öğrencilere sunulan sosyal, kültürel ve sportif
faaliyetlerin artırılması, onların üniversite hayatından daha fazla verim
almalarını sağlar.
Özel Üniversitelerin Kontenjanlarının
Kontrolü
Özel
üniversitelerin kontenjanlarının kontrol edilmesi, Türkiye'deki yükseköğretim
sisteminin dengeli ve adil bir yapıya kavuşması açısından kritik öneme
sahiptir. Özel üniversiteler, genellikle yüksek ücretler karşılığında öğrenci
kabul etmekte ve bu durum, eğitimde fırsat eşitliğini olumsuz etkilemektedir.
Maddi imkânları kısıtlı olan öğrenciler, bu yüksek ücretler nedeniyle özel
üniversitelerde eğitim alma şansından mahrum kalabilirler. Bu durum, eğitimdeki
eşitsizlikleri derinleştirerek, toplumda sınıf ayrımının artmasına neden
olabilir.
Özel
üniversitelerdeki yüksek kontenjanlar, eğitim kalitesini düşürebilir.
Kontenjanların yüksek olması, sınıfların kalabalıklaşmasına, öğretim
elemanlarının öğrencilere yeterli bireysel ilgi gösterememesine ve ders
materyallerinin yetersiz kalmasına yol açabilir. Eğitim kalitesinin düşmesi,
mezunların iş gücü piyasasında rekabet edebilirliklerini azaltabilir ve uzun
vadede ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir.
Ayrıca, özel
üniversitelerin kontenjanlarının kontrolsüz bir şekilde artırılması, mezun
işsizliği gibi sorunları derinleştirebilir. Piyasada yeterli iş imkânı olmayan
alanlarda fazla sayıda mezun vermek, işsizlik oranlarını artırabilir ve
gençlerin iş bulma umutlarını azaltabilir. Bu durum, sosyal ve ekonomik
sorunlara yol açarak, toplumda huzursuzluk ve mutsuzluk yaratabilir.
Özel üniversitelerin kontenjanlarının sıkı bir şekilde denetlenmesi ve belirli bir standartta tutulması gerekmektedir. Bu denetim, eğitim kalitesinin yükseltilmesi, mezunların iş gücü piyasasında daha rekabetçi hale gelmesi ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması açısından önemlidir. Kontenjanların belirlenmesinde, sektörel ihtiyaçlar, iş gücü piyasasındaki talepler ve ülkenin uzun vadeli kalkınma hedefleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Ayrıca, özel
üniversitelerin kontenjanlarının denetlenmesi, eğitimde şeffaflık ve hesap
verebilirlik ilkelerinin hayata geçirilmesine katkı sağlar. Üniversitelerin,
öğrenci kabul politikaları ve kontenjan belirleme süreçleri konusunda daha
şeffaf olmaları, eğitimde kalitenin yükseltilmesi ve öğrenci memnuniyetinin
artırılması açısından da önemlidir. Bu bağlamda, özel üniversitelerin
kontenjanlarının denetimi, yalnızca devlet kurumları tarafından değil, aynı
zamanda sivil toplum örgütleri ve bağımsız denetim kuruluşları tarafından da
yapılmalıdır.
YKS Sınavında Baraj Sisteminin Yeniden
Getirilmesi
YKS'de baraj
puanının kaldırılması, üniversiteye girişte nitelikli öğrenci seçimini
zorlaştırmıştır. Baraj sistemi, belirli bir seviyenin altında kalan
öğrencilerin üniversiteye girişini engelleyerek, hem üniversitelerin hem de
öğrencilerin daha yüksek bir standartta olmasını sağlamaktadır. Baraj puanı,
öğrencilerin üniversite eğitimine daha hazırlıklı başlamalarını teşvik ederken,
üniversitelerde eğitim kalitesini artırıcı bir rol oynamaktadır. Şu anda,
YKS'de bir netin altında neti olan öğrenciler, yeterli mali kaynağa sahiplerse
özel üniversitelere kabul edilebilmektedir. Bu durum, eğitimde kalite ve
eşitliği ciddi şekilde zedelemektedir.
YÖK'ün
devlet üniversitelerinde ikinci öğretimi kapatma ve bazı bölümlerin
kontenjanlarını düşürme kararı, yükseköğretimdeki bazı sorunları çözmeyi
amaçlasa da, esas yapılması gerekenler göz ardı edilmektedir. Özel
üniversitelerin kontenjanlarının kontrol altına alınması ve YKS sınavında baraj
sisteminin yeniden getirilmesi, eğitimde fırsat eşitliği ve kaliteyi artıracak
önemli adımlar olacaktır. Bu tür yapısal reformlar, Türkiye'deki yükseköğretim
sisteminin daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını sağlayabilir.
Eğitimde kalite ve adaletin sağlanması için bu adımların ivedilikle atılması
gerekmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder