“Ana dilim, toprağımın sesi, kalbimin
dilidir. 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı kutlu olsun!”
Dil, sadece
kelimelerin bir araya gelmesinden ibaret değildir. Her dil, onu konuşan halkın
dünyaya bakışını, toplumsal hafızasını, kültürel değerlerini ve tarihsel
tecrübelerini yansıtır. Sosyoloji açısından bakıldığında ise dil, toplumun
nasıl örgütlendiğini, nasıl dönüştüğünü ve bireylerin bu yapı içerisinde nasıl
kimlik kazandığını anlamak için temel bir anahtardır.
Bu bağlamda
Kürt dili, binlerce yıllık tarihiyle sadece bir iletişim aracı değil; aynı
zamanda bir halkın kimliği, hafızası ve direnişidir. Kürt dili, İranî diller
ailesine mensup olup, zengin lehçeleriyle dikkat çeker. En yaygın lehçeler arasında
Kurmancî, Soranî ve Zazakî yer alır:
Kurmancî,
Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ta yaşayan Kürtlerin çoğunluğu tarafından
konuşulan en yaygın lehçedir.
Soranî,
özellikle Irak Kürdistan Bölgesi ve İran'ın batısında güçlü bir şekilde
kullanılır.
Zazakî ise
ağırlıklı olarak Türkiye'nin doğu bölgelerinde yaşayan Kürtler arasında
konuşulur.
Kürt dili,
tarih boyunca Mezopotamya'nın bereketli topraklarında gelişmiş, sayısız
uygarlıkla etkileşim kurmuştur. Arapça, Farsça ve Türkçe gibi dillerle
etkileşim içinde olsa da Kürtçe kendi özgünlüğünü koruyarak yaşamını
sürdürmüştür. Farklı dönemlerde Latin, Arap ve Kiril alfabeleriyle yazılmış
olan Kürtçe, günümüzde özellikle Latin alfabesiyle daha yaygın biçimde
yazılmaktadır.
Ancak bu kadim
dil, yüzyıllar boyunca sadece bir kültürel miras değil; aynı zamanda bir
mücadele alanı da olmuştur. Kürtçe, birçok ülkede uzun yıllar boyunca baskıya,
yasağa ve ayrımcılığa maruz kalmıştır. Ana dilde eğitim hakkı tanınmamış,
Kürtçe yayınlar yasaklanmış, konuşmak dahi cezalandırılmıştır. Buna rağmen Kürt
halkı, dilini yaşatma ve koruma konusundaki kararlılığından hiçbir zaman
vazgeçmemiştir.
Günümüzde Kürt
dili, yeniden diriliş sürecindedir. Kürtçe televizyon kanalları, yayın evleri,
eğitim kurumları ve kültürel faaliyetler aracılığıyla yeniden görünürlük
kazanmakta; akademik çevrelerde daha fazla ilgi görmektedir. Kürtler, dil
haklarını savunma ve dillerini gelecek kuşaklara aktarma konusunda ciddi bir
irade ortaya koymaktadır.
İşte bu
çabanın ve kararlılığın sembol günlerinden biri de 15 Mayıs Kürt Dil
Bayramıdır. Her yıl bu özel günde, Kürtçenin tarihsel, kültürel ve toplumsal
değeri vurgulanır; dilin korunması ve geliştirilmesi yönündeki irade toplumsal
düzlemde yeniden ilan edilir. Şiir dinletileri, konserler, tiyatro gösterimleri,
paneller ve atölye çalışmaları ile Kürt dilinin zenginliği kutlanır,
yaşatılması için kolektif bilinç güçlendirilir.
Kürt Dil Bayramı, yalnızca kutlamaların yapıldığı bir kültürel etkinlik değil, aynı zamanda güçlü bir farkındalık günüdür. Bu özel gün, dilin yalnızca bireylerin düşüncelerini ifade etmekte kullandığı teknik bir araç olmadığını, aynı zamanda bir halkın kolektif belleğini, tarihsel sürekliliğini ve toplumsal varoluşunu taşıyan temel bir unsur olduğunu hatırlatır. Dil; bir halkın duygularını, acılarını, sevinçlerini, mücadele deneyimlerini ve hayal dünyasını yansıtan çok katmanlı bir yapıdır. Bu bağlamda, Kürt Dil Bayramı, Kürt halkının yalnızca dilini kutladığı bir gün olmanın ötesine geçerek, kolektif kimliğinin tanınması ve korunması yönündeki tarihsel taleplerini dile getirdiği önemli bir platform haline gelir.
Bu bayram,
Kürt halkının uzun yıllardır bastırılan ve inkâr edilen varoluş hakkının bir
tezahürü olarak, çoğulculuk ilkesine dayalı bir toplumsal düzen talebinin
altını çizer. Aynı zamanda, demokratik eşitlik temelinde şekillenecek bir
yurttaşlık anlayışının inşasına katkı sunmayı amaçlar. Kürtçenin kamusal alanda
görünür kılınması, medyada, eğitim kurumlarında, yerel yönetimlerde ve sosyal
yaşamın her alanında yaşatılması; halkın kendi kimliğiyle eşit yurttaş olma
arzusunun somut bir ifadesidir. Bu nedenle 15 Mayıs, yalnızca bir takvim günü
değil, aynı zamanda ana dilde eğitimin evrensel bir insan hakkı olduğunun ve bu
hakkın gecikmeksizin tanınması gerektiğinin hatırlatıldığı, politik bir
bilinçlenme günüdür.
Kürt Dil
Bayramı vesilesiyle gerçekleştirilen etkinlikler —şiir dinletileri, paneller,
sergiler, halk buluşmaları ve akademik sunumlar— hem dilin estetik yönünü
görünür kılar, hem de bu dilin taşıyıcısı olan halkın siyasi ve kültürel
taleplerini kamuoyuna duyurur. Dolayısıyla bu gün, bir kutlamadan ziyade, Kürt
halkının tarihsel hafızasına, kolektif haklarına ve gelecek kuşaklara
aktarılmak istenen kültürel mirasına sahip çıkma kararlılığının ifadesi haline
gelir. Kürt Dil Bayramı, bir anlamda, yok sayılmaya çalışılan bir dilin her yıl
yeniden doğduğu, kendini hatırlattığı ve “ben buradayım” dediği simgesel bir
gündür.
15
Mayıs sadece bir bayram değil; aynı zamanda bir hatırlatmadır. Bu tarih, Kürt
halkının diline, kültürüne ve kimliğine sahip çıkma
iradesinin, baskılar karşısında gösterdiği direnişin ve kültürel mirasını
geleceğe taşıma kararlılığının simgesidir. Kürt Dil Bayramı, aynı zamanda ortak
bir belleği canlı tutmak, yeni kuşaklara Kürtçenin güzelliğini ve zenginliğini aktarmak
için güçlü bir çağrıdır.
Dil
yaşarsa, halk yaşar.
Dil
gelişirse, kültür kök salar.
Dil
sevilirse, özgürlük konuşur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder