"Bir kentin vicdanı, en
sessiz yaşayanlarında gizlidir."
İstanbul
Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF) hazırlık sınavlarında yer
alan “Aşağıdakilerden hangisi yaşlı dostu kent değildir?” sorusuna verilen
doğru yanıtın Diyarbakır olarak belirtilmesi dikkat çekmiştir. Ancak bu yanıt,
sadece teknik verilere mi dayanıyor yoksa Diyarbakır'ın gerçek anlamda yaşlı
bireyler için elverişsiz bir kent olduğunu mu ima ediyor? Bu durum, hem
akademik hem de toplumsal açıdan tartışılmayı hak eden önemli bir sorudur.
Dünya Sağlık
Örgütü (WHO) tarafından geliştirilen "yaşlı dostu şehir" kavramı,
yaşlı bireylerin bağımsız, güvenli, saygın ve aktif bir yaşam
sürdürebilmelerini destekleyen fiziksel, sosyal ve hizmet altyapılarını içeren
kentsel yapıları tanımlar. Bu çerçevede açık alanlardan ulaşıma, konuttan
sosyal katılıma kadar geniş bir yelpazede yaşlı bireylerin ihtiyaçlarına
duyarlı bir planlama anlayışı öne çıkar. Türkiye’nin tarihsel, kültürel ve
toplumsal açıdan en özgün kentlerinden biri olan Diyarbakır’ın, bu niteliğe
sahip bir şehir haline gelmesi; demografik dönüşümler, kentleşme dinamikleri ve
sosyoekonomik eşitsizlikler bağlamında sosyolojik açıdan çok katmanlı bir
değerlendirmeyi gerektirir.
Diyarbakır, Türkiye'nin
en genç nüfuslu kentlerinden biri olarak anılsa da, ülke genelindeki yaşlanma
eğilimi burada da belirginleşmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
verilerine göre, doğurganlık oranlarında düşüş ve yaşam süresinde artış, 65 yaş
ve üzeri bireylerin oranını artırmaktadır. Diyarbakır’da yaşlı bireyler
sıklıkla çok kuşaklı aile yapıları içinde yaşamlarını sürdürseler de, son
yıllarda kentsel göç, çekirdek aile modelinin yaygınlaşması ve genç nüfusun
büyük şehirlere göç etmesi gibi etkenler, yaşlı bireylerin yalnız yaşamaya
başlamasına veya sosyal izolasyonla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır.
Diyarbakır’ın
tarihi dokusu ve kentsel altyapısı, yaşlı bireylerin hareketliliği için çeşitli
engeller barındırmaktadır. WHO’nun yaşlı dostu şehir çerçevesinde vurguladığı
erişilebilir kaldırımlar, rampalar, dinlenme alanları ve güvenli geçiş
noktaları, Diyarbakır’ın birçok bölgesinde yetersizdir. Özellikle engelli veya
hareket kabiliyeti kısıtlı yaşlılar için mevcut kentsel planlamanın yetersiz
olduğu görülmektedir. Toplu taşıma araçlarının (minibüs ve otobüslerin)
kalabalık olması, alçak tabanlı araçların eksikliği ve yaşlılara yönelik
öncelikli oturma düzenlemelerinin olmaması gibi sorunlar, yaşlı bireylerin
bağımsız hareket etme haklarını kısıtlamaktadır.
Kırsal
bölgelerden gelen göçle şekillenen yeni apartman yaşamı, geleneksel Diyarbakır
evlerindeki geniş avlulu, çok kuşaklı yaşam biçimini yerini dar, ulaşım ve
güvenlik açısından sorunlu konutlara bırakmıştır. Bu durum, yaşlı bireylerin
yaşadıkları mekânların onların ihtiyaçlarına uygun olmamasına yol açmaktadır.
Asansörsüz binalar, tutunma barlarının eksikliği, banyo ve mutfaklarda
ergonomik düzenlemelerin yapılmaması gibi temel eksiklikler, ev içi kazaların
riskini artırmakta ve bağımsız yaşamı tehdit etmektedir. WHO’nun savunduğu
“yerinde yaşlanma” anlayışı doğrultusunda Diyarbakır’da evlerin yaşlılara uygun
şekilde dönüştürülmesini teşvik eden sosyal konut politikalarına ihtiyaç
vardır.
Diyarbakır,
kadim kültürü ve güçlü toplumsal hafızasıyla sosyal katılım açısından önemli
potansiyellere sahiptir. Dengbêjlik geleneği, dini cemaat yapıları, semt pazarı
sohbetleri ve geleneksel hikâye anlatımı gibi uygulamalar yaşlı bireyler için
sosyal bağlantı kanalları sunar. Ancak, artan güvenlik sorunları, ekonomik
yoksulluk, toplumsal kutuplaşma ve mekânsal ayrışma gibi etkenler, yaşlı
bireylerin kamusal alanlara erişimini kısıtlamaktadır.
Toplum
merkezleri ve sosyal yaşam alanları, yaşlı bireylerin sosyalleşmesine ve
toplumla bağlarını sürdürmesine katkı sağlayabilir. Çanakkale’deki Altın Yıllar
Yaşam Merkezi gibi örnekler, Diyarbakır’da da uyarlanabilir niteliktedir.
Diyarbakır’da
yaşlılara yönelik saygı kültürel ve dini değerlerle iç içe geçmiş bir normdur.
Ancak bu geleneksel normlar modern yaşam pratikleriyle zayıflamakta, yaş
ayrımcılığı, yaşlıların karar alma süreçlerinden dışlanması ve
görünmezleşmeleri gibi olgular artmaktadır. Özellikle yaşlı kadınlar, cinsiyet
eşitsizliği, yoksulluk ve eğitime erişim gibi nedenlerle daha fazla
marjinalleşmekte, bu da toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın yaşlılıkta da
sürdüğünü göstermektedir. Intersectionality (kesişimsellik) kuramı
çerçevesinde, yaşlı Kürt kadınlarının çoklu ayrımcılık biçimleriyle
karşılaştığı anlaşılmaktadır.
Yaşlı
bireylerin hizmetlere erişiminde bilgiye ulaşma önemli bir engel teşkil
etmektedir. Diyarbakır’da kırsal bölgelerde yaşayan yaşlıların önemli bir kısmı
düşük okuryazarlık oranına sahiptir ve dijital teknolojilere erişimleri
sınırlıdır. Bu durum, hem sağlık hizmetlerinden faydalanmalarını hem de sosyal
haklarına dair bilgilere ulaşmalarını zorlaştırmaktadır. Belediyeler
aracılığıyla kurulacak yaşlı bilgi merkezleri, sadeleştirilmiş bilgi panoları
ve telefon destek hatları bu sorunu kısmen çözebilir.
Diyarbakır’da
sağlık hizmetleri genellikle kamu hastaneleri ve poliklinikler üzerinden
sağlanmaktadır. Ancak geriatrik sağlık hizmetlerinin yetersizliği, evde bakım
olanaklarının sınırlılığı ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimde yaşanan
güçlükler yaşlılar için ciddi bir zorluk teşkil etmektedir. Aile bireylerinin
bakım yükünün yüksek olması, yaşlı bireylerin profesyonel destek yerine
yalnızlığa veya ihmale mahkûm edilmesine neden olabilir. Toplum temelli bakım
hizmetleri, gündüz bakım merkezleri ve evde sağlık destek programları bu
anlamda öncelikli sosyal yatırım alanları olmalıdır.
Diyarbakır’ın
yaşlı dostu bir şehir olabilmesi için sadece fiziksel altyapı değil, toplumsal
ilişkiler ağı, kültürel normlar ve sosyal politikalar da dönüştürülmelidir.
Yaşlı bireylerin marjinalleşmeden, onurlu bir yaşam sürebilmeleri için öneriler
şunlardır:
Rampalar,
oturma alanları, ışıklandırılmış ve güvenli kaldırımların artırılması.
Alçak tabanlı
otobüsler, öncelikli oturma alanları ve yaşlılara yönelik ulaşım kartları.
Yaşlılara
uygun ev düzenlemeleri için belediye destekli programlar.
Kültürel
etkinlikler, eğitim ve sağlık bilgilendirme oturumları sunan yaşlı merkezleri.
Emekli
bireylerin deneyimlerinden faydalanılacak alanların oluşturulması.
Yaşlılara özel
dijital eğitim programları ve rehberlik hizmetleri.
Evde bakım,
ruh sağlığı desteği ve yaşlı bireylere özel klinikler.
Diyarbakır'ın
tarihsel dayanışma ruhunu yaşlıların yaşam kalitesini artıracak biçimde
güncellemesi, kenti sadece yaşlı dostu değil, aynı zamanda toplum dostu bir
geleceğe taşıyacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder