Bu Blogda Ara

10.6.25

YKS Başvuru Krizi: 600 Bin Kayıp Ne Anlama Geliyor?

"Gençlerin sınavdan çekilişi, sadece bir sayı değil; bir sistemden, bir umuttan ve bir gelecekten vazgeçiştir."

2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) başvurularında, bir önceki yıla kıyasla yaklaşık 600 bin kişilik bir azalma yaşanması, Türkiye'nin genç nüfusu ve eğitim sistemi üzerine yeniden düşünmemizi gerektiren önemli bir gelişmedir. Bu düşüşün altında yatan nedenleri sadece sayısal verilerle değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümler, ekonomik koşullar ve bireysel motivasyonlar çerçevesinde de değerlendirmek gerekir.

Türkiye'de doğurganlık oranı son yıllarda belirgin şekilde düşmektedir. TÜİK verilerine göre 2001 yılında 2,38 olan toplam doğurganlık hızı, 2023’te 1,51’e gerilemiştir. Bu da üniversite çağındaki gençlerin sayısında doğal bir azalmayı beraberinde getirmiştir. 18-24 yaş aralığındaki nüfusun daralması, sınav başvurularında sayısal düşüşe yol açan temel etkenlerden biridir.

Türkiye'de üniversite mezunu işsizliği uzun süredir ciddi bir yapısal sorun olarak öne çıkmaktadır. YÖK ve İŞKUR verilerine göre, iş bulamayan ya da mezuniyet sonrası asgari ücretle çalışmak zorunda kalan milyonlarca genç, üniversite diplomasının ekonomik karşılığını alamamaktadır. Bu durum, lise son sınıf öğrencilerinde ve mezun adaylarda “üniversiteye gitmenin anlamı var mı?” sorgulamasına yol açmaktadır. Öğrenciler, mezun olunduğunda dahi güvenceli bir gelecek sunamayan sistem karşısında motivasyon kaybı yaşamaktadır.

Son yıllarda yazılım, tasarım, dijital pazarlama gibi alanlarda üniversite diploması olmadan da kariyer yapılabileceğine dair yaygın kanaat oluşmuştur. Gençler, bootcamp'ler, online kurslar (Udemy, Coursera, YouTube içerikleri) ve yurt dışına çıkış yolları gibi alternatifleri daha cazip görmeye başlamıştır. Özellikle bilişim ve dijital ekonomi sektörleri, üniversite dışında öğrenilen bilgi ve becerileri de ödüllendirmektedir. Bu dönüşüm, YKS’ye olan ilgiyi kısmen azaltmıştır.

2025 yılı itibariyle bazı öğretmenlik bölümleri için KPSS yerine AGS (Alan Gelişim Sınavı) modelinin getirilmesi gibi reformlar, eğitim sistemine dair belirsizlikleri artırmıştır. Gençler artık bir sınava girerek geleceklerini belirleyemeyecekleri fikrine kapılmakta, bu da sınava başvurma motivasyonunu zayıflatmaktadır.

Ailelerin ekonomik durumu da çocuklarının üniversite hayalini etkileyen önemli bir faktördür. Barınma, ulaşım ve beslenme maliyetlerinin hızla artması, yoksul ve dar gelirli ailelerden gelen öğrencilerin üniversite hayalini ertelemesine veya tamamen vazgeçmesine neden olmaktadır. Ayrıca özellikle büyükşehirlerde yaşayan ailelerin çocuklarını başka şehre göndermesi artık ciddi bir ekonomik yük anlamına gelmektedir. Öte yandan, yurt dışına göç eden genç sayısındaki artış da iç sistemdeki başvuru sayılarını aşağı çekmektedir.

Gençler arasında geleceğe dair umutların azalması, sınavlara dair motivasyonu da doğrudan etkilemektedir. Özellikle Pandemi sonrası süreçte derinleşen psikolojik sorunlar, yalnızlık, tükenmişlik hissi ve başarısızlık korkusu gibi duygular, sınav başvurularında geri durmaya neden olabilmektedir. Umutsuzluk, geleceği planlamaktan dahi alıkoyan bir engel haline gelmiştir.

Sınav sisteminin sık sık değişmesi, müfredatın ezberci yapısı ve öğretmen kalitesindeki bölgesel farklar, eğitim sistemine olan güveni zedelemektedir. Öğrenciler, kendilerini değerli hissetmedikleri bir sistemde başarı aramak istememekte, sınava başvurmayı zaman kaybı olarak görmektedirler.

2025 YKS başvuru sayısındaki 600 binlik azalma, sadece bir sayı düşüşü değil, Türkiye’deki gençliğin ruh haline, toplumsal yapıya ve eğitim sistemine dair derin mesajlar içeren bir göstergedir. Bu tabloyu sadece “başvuru azaldı” şeklinde okumak yerine; gençlerin beklentilerini, sistemin yetersizliklerini ve geleceğe dair kaygılarını dikkate alan bir dönüşüm perspektifiyle değerlendirmek gerekir.

Eğitim sisteminin gençleri kazanabilmesi için sadece sınav merkezli değil, yaşamla bağ kuran, umut ve anlam üreten, ekonomik güvencelerle desteklenen bir yapıya evrilmesi şarttır.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder