“Zorbalığı bitiren şey ceza
değil, empatiyi büyüten eğitimdir.”
Okulların
açılmasıyla birlikte öğrenciler yalnızca akademik bir sürece değil, aynı
zamanda yoğun sosyal etkileşimlerin yaşandığı bir ortama da adım atmaktadır. Bu
sosyal ilişkiler içerisinde en dikkat çekici sorunlardan biri akran
zorbalığıdır. Literatürde akran zorbalığı, bir bireyin ya da grubun, güç
dengesizliğini kullanarak başka bir bireye fiziksel, sözel veya psikolojik
açıdan sistematik şekilde zarar vermesi olarak tanımlanmaktadır. Eğitim
ortamlarında sıklıkla karşılaşılan bu olgu, öğrencilerin akademik başarılarının
yanı sıra psikososyal gelişimlerini de doğrudan etkilemekte; özgüven kaybı,
okul fobisi ve uzun vadeli travmatik sonuçlara yol açabilmektedir. Dolayısıyla
akran zorbalığının yalnızca bireysel bir davranış sorunu olarak değil, bütüncül
bir eğitim ve toplum sağlığı meselesi olarak ele alınması gerekmektedir.
Okullarda
akran zorbalığı, yalnızca mağdur öğrencilerin psikolojik ve akademik
gelişimlerini değil, okulun genel iklimini ve toplumsal barışı da olumsuz
etkileyen ciddi bir problemdir. Zorbalık, öğrenciler arasında güç dengesizliği
temelinde gelişen ve süreklilik taşıyan olumsuz davranışları kapsar. Geleneksel
disiplin anlayışı çoğunlukla cezalandırmaya dayalıdır; ancak cezalandırma
yöntemleri zorbalığın kök nedenlerini ortadan kaldırmadığı gibi, çoğu zaman
öğrencilerin içsel motivasyonlarını ve aidiyet duygularını da zedeler. Bu
nedenle son yıllarda pedagojik literatürde öne çıkan pozitif disiplin
yaklaşımı, akran zorbalığıyla mücadelede etkili ve sürdürülebilir bir çözüm
olarak görülmektedir.
Pozitif
disiplin, öğrencilerin davranışlarını kontrol altına almak yerine, onların
sosyal-duygusal becerilerini geliştirerek sorumluluk alabilen bireyler
olmalarını hedefler.
Bu
yaklaşımın temel ilkeleri şunlardır:
Öğrencilerin
birbirine karşı empatik bir yaklaşım geliştirmesi.
Öğrencilerin
okulda değerli ve kabul edilmiş hissetmesi.
Çatışmaların
yapıcı yöntemlerle çözülebilmesi.
Kuralların ve
süreçlerin belirlenmesinde öğrencilerin aktif rol alması.
Bu ilkeler,
zorbalığı besleyen güç dengesizliklerini azaltırken, öğrenciler arasında
sağlıklı ilişkilerin kurulmasına katkı sağlar.
Pozitif
disiplin, öğrencilerde empatiyi güçlendirerek zorbalık davranışlarının
azalmasına yol açar. Araştırmalar, cezalandırıcı disiplin uygulamalarının
zorbalığı baskılamak yerine daha gizli ve şiddetli biçimlerde yeniden ortaya
çıkmasına sebep olduğunu göstermektedir .
Buna
karşılık pozitif disiplin uygulanan okullarda:
Öğrenciler
arasında işbirliği artmakta,
Öğretmen-öğrenci
ilişkileri güçlenmekte,
Zorbalığa
tanık olan öğrenciler pasif kalmak yerine müdahil olabilmekte,
Mağdur
öğrencilerin kendilerini ifade etme kanalları genişlemektedir.
Pozitif
disiplinin okullarda akran zorbalığını önlemede etkili olabilmesi için bütüncül
bir şekilde uygulanması gerekir. Öne çıkan bazı uygulama biçimleri şunlardır:
Öğrencilerin
sorunları paylaşarak çözüm üretmesi.
Çatışmaların
öğretmen yerine akranlar tarafından yapıcı şekilde çözülmesi.
Zorbalık yapan
öğrencinin cezalandırılmak yerine mağdura verdiği zararı telafi etmeye
yönlendirilmesi.
Öğrencilerin
empati, özdenetim ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi.
Akran
zorbalığı, yalnızca bireylerin psikolojik bütünlüğünü değil, aynı zamanda
toplumun geleceğini şekillendiren değerler sistemini de doğrudan etkileyen
yapısal bir sorundur. Zorbalığa maruz kalan çocukların özgüven kaybı, akademik
başarısızlık ve sosyal dışlanma yaşaması; zorbalık yapanların ise ilerleyen
yıllarda şiddet eğilimli ya da antisosyal davranışlara yönelmesi, bu sorunun
bireysel düzeyde kalmadığını, toplumsal bir maliyet yarattığını göstermektedir.
Geleneksel ceza temelli disiplin anlayışları, yalnızca davranışı bastırmaya
odaklanarak kısa vadeli sonuçlar üretmekte; ancak öğrencilerin içsel
motivasyonunu, empati geliştirme kapasitesini ve toplumsal sorumluluk bilincini
zayıflatmaktadır. Buna karşılık pozitif disiplin yaklaşımı, öğrencilerin
kendilerini değerli hissettikleri, sorumluluk alabildikleri ve karşılıklı
saygının geliştiği bir okul iklimi inşa etmektedir. Bu yaklaşım, öğrenciler
arasındaki güç dengesizliklerini azaltarak zorbalığın tekrarını önlerken, aynı
zamanda toplumsal barışın temel taşlarını oluşturan empati, adalet ve işbirliği
değerlerini de pekiştirmektedir. Dolayısıyla pozitif disiplin, yalnızca bir
pedagojik yöntem değil, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde dönüştürücü bir
strateji olarak akran zorbalığıyla mücadelede en doğru ve etkili çözüm yolu olma
özelliğini taşımaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder