“Bir şehir, süpürüldüğü kadar
değil, kirletilmediği kadar güzeldir.”
Diyarbakır…
Binlerce yıllık tarihine tanıklık etmiş, taşında, suyunda, havasında bir
medeniyetin izini taşıyan bu kadim kent…
Ancak bugün,
ne yazık ki bazı parklarımızda gördüğümüz manzara bu güzelliğe gölge düşürüyor.
Geçtiğimiz
günlerde Kayapınar Medya Mahallesi’nde, Hz. Ali Camisi’nin hemen yanında
bulunan Çınar Parkı gece saatlerinde saldırıya uğradı.
Oturma
alanları yakıldı, banklar ateşe verildi, çöpler yerlere saçıldı.
Bir zamanlar
çocuk kahkahalarının yankılandığı bir park, sabaha kadar süren bir
duyarsızlığın izlerini taşıyarak güne uyandı.
Oysa mesele
sadece bir park değil.
Mesele, kent
bilinci dediğimiz o büyük sorumluluğun her geçen gün biraz daha silinmesidir.
Çünkü
Diyarbakır’da parklar kirli değil “kirletiliyor”.
Temizlik
görevlileri sabah akşam emek veriyor, süpürüyor, topluyor, temizliyor…
Ama aynı akşam
o temizliğin emeği, birkaç dakikada çöplerle, izmaritlerle, pet şişelerle,
yakılmış banklarla yok ediliyor.
Üstelik
uyardığınızda verilen yanıt çoğu zaman aynı:
“Belediyenin
görevi değil mi, temizlesinler!”
Hayır…
Kentleri sadece belediyeler temizlemez.
Kentleri insanlar temiz tutar.
Belediye
süpürür, ama kent bilinci olmayan bir toplum kirletmeye devam ederse, o süpürge
hiçbir zaman yeterli olmaz.
Bir kenti
sevmek;
sadece onun
türküsünü söylemek, sokaklarında gezmek, fotoğraflarını paylaşmak değildir.
Bir kenti
sevmek, yerine çöp atmamak,
bankları,
çiçekleri, oyun alanlarını korumak,
“burası benim
kentim” diyebilme cesaretine sahip olmaktır.
Diyarbakır,
bizim evimizdir.
Evimizin
salonuna çöp atmıyorsak, parkına da atmamalıyız.
Kentin
sokakları, meydanları, parkları hepimizin ortak yaşam alanıdır.
Ortak yaşam
ise ortak sorumluluk ister.
Eğer bu kadim
şehri gerçekten seviyorsak, onu “temizletmeye” değil, “temiz tutmaya”
çalışmalıyız.
Çünkü temizlik
sadece çevreyle ilgili değil, vicdanla ilgilidir.
Vicdanını
temiz tutan insan, kentini de kirletmez.
Unutmayalım:
Bir şehir,
temizlendiği kadar değil, kirletilmediği kadar güzeldir.
Diyarbakır’ı
hak ettiği gibi, güzel, temiz ve saygılı bir şehir olarak görmek istiyorsak,
önce davranışlarımızı değiştirmeliyiz.
Çünkü
bir kenti temiz tutmak, o kenti sevmekle başlar.

Yorumlar
Yorum Gönder