"Bilgiye giden yol artık
rastlantılarla değil, mühendislikle çizilecek."
Bilgi çağının
getirdiği teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme, eğitim alanını da kökten
dönüştürmüştür. Bu dönüşüm süreci içinde, klasik eğitim yaklaşımlarının yerini
daha sistematik, veri odaklı ve bireyselleştirilmiş öğrenme deneyimlerinin
aldığı görülmektedir. Bu bağlamda ortaya çıkan yeni meslek ve araştırma
alanlarından biri de "öğrenme mühendisliğidir. Öğrenme mühendisliği,
bireylerin nasıl öğrendiğine ilişkin bilimsel verilerle desteklenen, teknolojik
ve sistemsel çözümler üretmeyi hedefleyen, disiplinler arası bir çalışma
alanıdır.
Öğrenme
mühendisliği, ilk kez 1960’larda psikolog ve mühendisler tarafından öğrenme
süreçlerini daha etkili hâle getirmek amacıyla geliştirilmiş bir kavram olarak
ortaya çıkmıştır. Ancak kavramın günümüzdeki anlamıyla şekillenmesi, 21.
yüzyılda yapay zekâ, veri bilimi ve öğrenme analitiklerinin eğitim süreçlerine
entegre edilmesiyle gerçekleşmiştir.
Öğrenme
mühendisliği, pedagoji, psikoloji, bilişsel bilim, eğitim teknolojileri ve veri
bilimi gibi farklı alanları bir araya getirerek, öğrenme süreçlerinin analiz
edilmesi, tasarlanması, uygulanması ve sürekli olarak iyileştirilmesi
sürecidir. Carnegie Mellon Üniversitesi’nden Dr. Bror Saxberg bu alanı,
"öğrenmenin, mühendislik disiplininde olduğu gibi sistematik olarak inşa edilmesi"
şeklinde tanımlar Öğrenme mühendisliği aşağıdaki ilkeler doğrultusunda çalışır:
Öğrencilerin
öğrenme süreçlerinden toplanan büyük veriler analiz edilerek hangi yöntemlerin
etkili olduğu belirlenir. Bu süreçte "learning analytics" (öğrenme
analitiği) büyük önem taşır.
Her öğrencinin
öğrenme hızı, stili ve ihtiyaçları farklıdır. Öğrenme mühendisliği, bu
farklılıklara göre kişiselleştirilmiş öğrenme yolları tasarlamayı amaçlar.
Yapay zekâ,
artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR), mobil uygulamalar ve dijital
platformlar, öğrenme mühendisliğinin temel araçlarındandır.
Öğrenme
mühendisleri, mühendislik metodolojileri kullanarak öğrenme sistemlerini
planlar, test eder ve optimize eder.
Bir öğrenme
mühendisi;
Öğrenme
hedeflerini belirler,
Öğrenci verilerini
analiz eder,
Öğrenme
platformlarını test eder,
Öğrenme
deneyimini daha etkili ve verimli hâle getirmek için öneriler geliştirir,
Öğrenme
materyallerini teknoloji ile uyumlu biçimde tasarlar.
Aynı zamanda
yazılım geliştiriciler, öğretim tasarımcıları, eğitmenler ve veri bilimcilerle
iş birliği yapar.
Öğrenme
mühendisliği hem formal hem informal öğrenme ortamlarında kullanılabilir:
Çevrim içi
ders tasarımlarında öğrenme mühendisliği veri analitiği ile desteklenir.
Özellikle
uyarlanabilir öğrenme sistemleriyle ilkokul ve lise öğrencilerine yönelik
bireyselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunulur.
Firmalar,
çalışanlarının öğrenme sürecini optimize etmek için öğrenme mühendislerinden
destek alır.
Yüz binlerce
öğrenci verisini analiz ederek derslerin sürekli geliştirilmesini sağlar.
OECD ve UNESCO
raporlarına göre, 2030 yılına kadar eğitimde yapay zekâ destekli sistemlerin
yaygınlaşması beklenmektedir. Bu gelişmeler, öğrenme mühendisliğinin önemini
daha da artıracaktır. Aynı zamanda etik, veri güvenliği ve algoritmik önyargı
gibi konuların da bu alanla birlikte tartışılması gerekmektedir.
Öğrenme
mühendisliği, eğitimde niceliksel ve niteliksel dönüşümü sağlayabilecek
potansiyele sahip, disiplinler arası bir yaklaşımdır. Eğitimcilerin sezgisel
deneyimlerinin ötesine geçerek, veriye dayalı ve sistematik öğrenme ortamları
sunmayı hedefler. Teknoloji ve insanı bir araya getirerek, öğrenmenin hem birey
hem toplum düzeyinde daha verimli hâle gelmesine katkı sağlar.

Yorumlar
Yorum Gönder