“Diyarbakır,
cesaretin ve dayanışmanın şehri; birlikte olursak her zorluğu aşarız.”
Madde
kullanımı, yalnızca bireyleri değil, aileleri, mahalleleri ve şehirleri
etkileyen çok yönlü bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu sorunla mücadelede
en büyük görev; yerel yönetimlerden sivil toplum kuruluşlarına, derneklerden bağımlılıkla mücadele merkezlerine kadar tüm kurum ve
kuruluşlara düşüyor. Ancak bugün baktığımızda, mevcut yapılar arasında
sürdürülebilir, stratejik ve şehir genelinde etkili bir programın hayata
geçirilmediğini görmek endişe verici bir durum oluşturuyor.
Bağımlılıkla
mücadele için Diyarbakır’da kurulan Şiyarbe Platformu, uyuşturucu madde
kullanımının yayılmasını önlemek ve gençleri bu tehlikeden korumak amacıyla
oluşturulmuş önemli bir toplumsal dayanışma hareketidir. Platform, farkındalık
çalışmaları, bilinçlendirme etkinlikleri ile şehirde güçlü bir mücadele hattı
oluşturmaya çalışıyor. Uyuşturucuya karşı sadece uyarı yapmakla kalmayan
Şiyarbe, sahada görünür olarak toplumsal bilinci artırmayı, risk altındaki
bölgelerde destek mekanizmaları kurmayı ve Diyarbakır’da daha güvenli bir
gelecek inşa etmeyi hedefliyor. Atılan her adım, gençlerin hayatına dokunan,
aileleri güçlendiren ve toplumun dayanışma ruhunu pekiştiren bir katkı niteliği
taşıyor. Şiyarbe Platformu, Diyarbakır’ın geleceği için kararlı ve umut veren
bir mücadele yürütmeye devam ediyor. Ancak bu mücadele bir tek Şiyarbe
platformu ile sınırlı kalmamalıdır.
Diyarbakır’da
zaman zaman yapılan yürüyüşler, toplantılar ve çeşitli etkinlikler toplumda
kısa süreli bir farkındalık oluştursa da kapsamlı bir stratejiyle desteklenmedikçe
etkisi hızla kayboluyor. Bu da konunun gündemden düşmesine ve toplumun sorunun
gerçek boyutlarıyla yüzleşememesine neden oluyor.
Oysa
madde kullanımının önlenmesi; bir gün, bir haftalar veya tek seferlik
etkinliklerle değil, sürekli ve kararlı bir mücadeleyle mümkün olabilir. Bu
mücadelede:
Yerel
yönetimler, mahalle bazlı bilinçlendirme projeleri geliştirmeli, risk altındaki
bölgelerde sosyal destek ağlarını güçlendirmeli, gençlerin güvenli sosyal
alanlara erişimini artırmalıdır.
Sivil toplum
örgütleri ve gönüllü oluşumlar, toplumu bilgilendiren kampanyalar yürütmeli,
ailelere yönelik eğitim programları planlamalı, bağımlılıkla ilgili doğru bilgi
kaynağı olmalıdır. Ayrıca gençlere yönelik kültürel, sportif ve sanatsal
faaliyetleri yaygınlaştırmalı, mahalle düzeyinde dayanışma ağları kurmalıdır.
Bağımlılıkla
mücadele merkezleri, bilimsel temelli tedavi ve rehabilitasyon yöntemlerini
güçlendirmeli, aile danışmanlığı süreçlerini yaygınlaştırmalı, toplumla daha
görünür ve aktif bir ilişki kurmalıdır.
Madde
kullanımının yayılmasını engellemek; yalnızca bir kurumun değil, bu şehirde
yaşayan herkesin ortak sorumluluğudur. Diyarbakır’ın gençlerinin, ailelerinin
ve geleceğinin korunması; kurumların birlikte hareket etmesi, aynı hedefe
odaklanması ve uzun vadeli bir stratejik program yürütmesiyle mümkündür.
Bugün
atacağımız her adım, yalnızca bugünün sorunlarını hafifletmekle kalmayacak;
yarının daha güvenli, daha bilinçli, daha sağlıklı ve daha umut dolu toplum
yapısının temellerini oluşturacaktır. Çünkü madde kullanımının önlenmesi,
yalnızca bireysel bir çabayı değil; bütün bir şehrin, bütün bir toplumun iş
birliğini, kararlılığını ve ortak hareket etme kültürünü gerektirir. Bu nedenle
yerel yönetimlerden eğitim kurumlarına, sağlık kuruluşlarından sivil toplum
örgütlerine, ailelerden gençlik merkezlerine kadar tüm kurum ve kuruluşları; bu
hayati meselede daha güçlü, daha görünür, daha sistemli ve daha sürdürülebilir
bir mücadele yürütmeye davet ediyoruz. Her bir kurumun kendi sorumluluk
alanında yapacağı küçük bir katkı bile, bir gencin hayatında büyük bir değişim
yaratabilir; bir aileyi umutsuzluktan çıkarabilir, bir mahalleyi yeniden güven
ortamına kavuşturabilir. Bu yüzden hepimizin ortaya koyacağı çaba, tek bir
kişinin değil, bütün bir toplumun geleceğini şekillendirecek güçtedir.
Unutulmamalıdır
ki geleceğimiz, bugünden göstereceğimiz duyarlılığın, ortaya koyacağımız
dayanışmanın, birbirimizi destekleme irademizin ve bu kente duyduğumuz
sorumluluk bilincinin üzerine inşa edilecektir. Eğer bugün birlik olabilir,
ortak hedeflerde buluşabilir ve gençlerimizi koruma konusunda yılmadan
çalışabilirsek; yarın çok daha güçlü, çok daha bilinçli ve çok daha umut veren
bir toplum yaratabiliriz. Bağımlılık ile mücadele yalnızca bir zorunluluk
değil; hepimizin daha sağlıklı, daha huzurlu ve daha güvenli bir yaşam sürme
hakkına sahip olduğu bir geleceği inşa etme fırsatıdır. Bu bilinçle hareket
ettiğimiz sürece, Diyarbakır’ın ve toplumumuzun yarınları çok daha parlak
olacaktır.

Yorumlar
Yorum Gönder